13 Mayıs 2013 Pazartesi

Bezdim

     Bezdim artık tartışmalardan, sıkıntılardan...
     Bağırış çağırışlardan, başlayan her yeni günün dünden hiçbir! farkının olmamasından... Anlatamamaktan, anlayamamaktan bezdim. Ne yapacağım, ne yapmalıyım. Bir komedi filmini izlerken ağlamak kaç kişiye nasip olur acaba. İnanamadınız değil mi. Manasız biliyorum. Ama öyle.
     Jim Carrey. "yes man" filmi. gülmesem bile sakince izleyebilirdim. Ama benim aklım nerelerde geziyor bilseniz.
     Hayat amacım ne? Nereye gidiyorum? Ne yapıyorum? Bu soruları sesli sorarken yanımda fazla kişi olmaz. Sadece yakın hissettiğim 1 veya 2 kişi. Onlar da bu soruları manasız bulup bana kızmakla meşguller.
     Ne yapıyorum ben? :S Hangi adımı neden atıyorum? Kim için ne için yaşıyorum.?
     Emanet bir bedeni taşıyan bir ruh olarak hissettiğiniz olmuştur belki. Peki hiç emanet bir bedende emanet bir ruhla emanet bir hayatı yaşadığınızı hissettiğiniz oldu mu??? Emanet derken mecazi değil, yani "her an ne olacağı belli değil" manasında değil, gerçek anlamda emanet! Başkasının gibi...
     Kendime gelemiyorum. Sakin olamıyorum. Gülemiyorum. Bazen titreyerek kriz geçirmenin eşiğinden dönüyorum. Kendimi yere atıp öylece saatlerce bekleyebiliyorum. Düşünerek, susarak. Beni yine uyandıran ne oluyor tahmin edin. Yine bir bağırış! Ne oluyor? Ne için bu. Ben neresindeyim.
     Düşünmeden durabilmek için kendimi boş şeylere veriyorum. Onları da saatlerce yapıyorum. Bu sefer yine bir bağırış çağırış. Bazen bedenimi parçalayıp, Hulk olup çıkmak istiyorum.
     Yazarken bile sinirlerim bozuluyor. Beni bana bıraktıkları gün ben, ben olmaktan çıkacağımı çok iyi biliyorum....