27 Ağustos 2011 Cumartesi

Neden Blog?

     Face kullanımı Türkiye'de patlamış olabilir.. Oysa bilinçli kullanan sayısı 10 binden fazla değil.. Ki herkesin en az 4 hesabının olması da cabası.. Bu da; kendini ifade etmekten, nerde ne yaptığını paylaşmaktan, "sosyalleşmekten" çok "video paylaşalım fotoğraflarımızı koyalım" ın ötesine gidemeyen bir hal almış durumda.. Kendini ifade etme alanında Face'e büyük ara fark atan Twitter da aslında insanları 140 harfe kısıtlayan(boşluklar dahil) bir mekan olma özelliğinden de öte gidemiyor..
     Hangi "sosyal" paylaşım sitesi olursa olsun birilerinin sosyalliklerine aslında kamçıdan çok zincir vuruyor.. Daha da kötüsü arkadaş olarak eklenenler veya takibe alınanlar gün geliyor; eee bana ne senden denilecek kadar sıkıcı bir başkahramana dönüşüveriyor.. "Sosyalleştikçe" iticileşme oranının arttığını bu nedenlerden söylemek mümkün.. Tabii ki her paylaşımın her arkadaş veya her takipçi tarafından beğeniyle izlenmediğini paylaşımı yapan da biliyor; ama bu durum, yorumların veya rt lerin(retweet) azalmasına körelmesine yol açmıyor.. Çünkü çevrenizde çok fazla insan oluyor ve ne yazarsanız yazın bir beğenen buluyorsunuz.. Oysa son zamanlarda; yapılan her paylaşımın veya yazılan her tweet'in arka planda "off çok sıkıcı oldun" larla karşılaşma oranı çok arttı..Bunları gördükçe de şahsen bende; bişeyler paylaşma isteği, zaten şarkı-türkü-karikatür le sınırlıyken sıfırlandı..
     Aman efendim face'e bir şey yazacağım da biri de okuyup yorum yapacak beğenecek.. Beğenme, yorum yapma butonlarının yanına 'sıkıldım' butonu da konulsa hiç fena olmazdı.. En azından açık sözlü bir "sosyalleşme" olurdu..
     Bütüüün bunların ışığında; sırf 3-5 yıl önce 'arkadaşlığı kabul et' dediğiniz birinin artık sizi çok da açmayan, beğenmediğiniz paylaşımlarını görmektense; kendi hür iradenizle istediğiniz kişinin blog'una girip yine kendi hür iradenizle istediğiniz başlıklı yazıyı okumak çok daha mantıklı olsa gerek.. Kısacası bu bir, 'ben yazarım isteyen okur' sendromundan başka bir şey değil :) Şimdilik aklımda birkaç şey olsa da tam olarak nelerden bahsedeceğimi bilmiyorum.. Ama face veya twitter dan iki üç kelimeye dünyaları sığdırmaya çalışmaktansa üç beş bin kelimelik; isteyenin gezip,tozup,cirit atıp istemeyenin yanından bile geçmeme özgürlüğünün olduğu bir dünyayı sanal da olsa kurmaya çalışmak daha keyifli görünüyor gözüme..
     Face'i Twitter'ı taşa topa tutmak değil amacım.. Dünyanın buna ihtiyacı varmış bu çok açık.. Ama ne kadar doğru kullanıldığı gerçek birer tartışma konusu.. Kız tavlayanlar(evlenenler bile varmış), sadece oyun oynayanlar(zynga bayağı büyük bir pay götürdü tabi.. zynga: farmville,texas holdem poker vs. yazan şirket), sadece video izleyenler, sadece fotoğraf albümü gibi kullananlar vs. vs... Bu arada sildiğiniz fotoğraflar bile Face'in albümünde kalmaya devam ediyor; küçük bir hatırlatma..
     Sözün özü; "arkadaş ben blogumu yazarım süslerim, okuyan okur, okumak istemeyen de rahat eder".. Haa diyelim ki buraya kimse girmedi.. Hiçkimse okumadı hiçbir şey.. Olsun kendi başıma takılırım sorun değil..:) Hadi kolay gelsin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder